Günümüzde, yardımseverlik, empati ve hoşgörü gibi değerlerin giderek önem kazandığı bir dünyada, “fazla iyi” olmak çoğu zaman olumlu bir özellik gibi algılanabilir. Ancak, Dr. Gabor Maté’nin ifadesine göre, bu fazla iyilik hali, zamanla kişinin kendi sağlığını tehlikeye atabilecek bir noktaya evrilebilir. Bu yazıda, “fazla iyi” insan olmanın ötesine geçmenin ve kendi ihtiyaçlarımızı göz ardı etmenin potansiyel sağlık risklerini keşfedeceğiz.
“Fazla İyi” Nedir?
Öncelikle, “fazla iyi” kavramını tanımlayalım. Yardımseverlik, empati, düşüncelilik gibi olumlu özelliklere sahip olmak elbette ki önemlidir. Ancak, bu özellikleri taşırken kendi ihtiyaçlarımızı ihmal etmek, duygularımızı bastırmak veya net sınırlar çizememek gibi durumlar, bir kişinin “fazla iyi” hale gelmesine neden olabilir.
İnce Çizgiyi Anlamak
Bu “fazla iyi” olma durumunu anlamak için, kendimize şu soruları sormalıyız:
- Tüm bu yardımseverlik ve fedakarlık benim kendi ihtiyaçlarımı göz ardı etmemi mi gerektiriyor?
- Duygularımı bastırmak, özellikle de öfkeyi, gerçek bir çözüm mü, yoksa bir problemi ertelemek mi?
- Net sınırlar çizmek ve “hayır” demek beni zorluyor mu, ve bunu yapmak konusundaki korkularım neler?
Eğer bu soruların cevapları çoğunlukla evet ise, muhtemelen “fazla iyi” olmanın ötesinde bir noktaya gelmiş olabiliriz. Bu durum, genellikle bir travma tepkisi olarak ortaya çıkar ve kişinin kendi sağlığını riske atmasına neden olabilir.
“Fazla iyi” olmanın farkına varmak, kişisel gelişim için ilk adımdır. Bu noktadan sonra, kendi ihtiyaçlarımıza odaklanma, duygusal sınırlarımızı belirleme ve “hayır” demeyi öğrenme sürecine başlayabiliriz. Bu, sağlıklı ilişkiler kurma ve içsel dengeyi sağlama yolunda atılan adımların sadece bir başlangıcıdır.
Herkesi memnun etmeye çalışma dürtüsünden kurtulmak, özellikle sosyal baskıları azaltmak ve kendi değerlerinize odaklanmakla ilgili bir süreçtir. İşte bu konuda yardımcı olabilecek bazı öneriler:
Kendi Değerlerini Belirle: Kendi değerlerini tanımla ve bu değerlere uygun bir yaşam sürmeye odaklan. Ne istediğini ve önemsediğini belirleyerek, bu hedeflere odaklanabilir ve başkalarının beklentilerine değil, kendi değerlerine göre yaşayabilirsin.
Sınırlar Koyma: “Hayır” demeyi öğren. Başkalarının talepleri ile kendi sınırlarını belirlemek önemlidir. Her isteği karşılamaya çalışmak yerine, kendi enerjini ve kaynaklarını korumayı öğren.
Bağışıklık Geliştirme: Başkalarının düşünceleri veya eleştirileri seni etkilemesin. Eleştiriyi olumlu bir geribildirim olarak almayı öğren, ancak herkesi memnun etmek zorunda olmadığını unutma.
Empati Kurma: Başkalarının duygularını anlamak önemlidir, ancak bu senin her zaman onların isteklerini yerine getirmen anlamına gelmez. Empati kur, ancak sınırlarını koru.
Olumlu İç Konuşma: Kendine karşı olumlu bir dil kullan. Kendini eleştirme ve olumsuz düşüncelere kapılma eğilimindeysen, bu alışkanlıkları değiştirmek için çaba sarf et.
Zaman Yönetimi: Zamanını daha etkili bir şekilde yöneterek, başkalarının beklentileriyle kendi hedeflerini birleştirmeye çalış. Bu, sana daha fazla kontrol ve özgürlük sağlayabilir.
İyi Bir İletişim Kurma: Duygularını ve düşüncelerini açık bir şekilde ifade etmeyi öğren. Başkalarına karşı dürüst ve net olmak, sana istediğin şeyi elde etme konusunda yardımcı olabilir.
Unutma ki herkesi memnun etmek mümkün değildir ve bu tür bir çaba sürdürülemez ve yorucu olabilir. Kendine odaklanmak ve kendi mutluluğunu ön planda tutmak, uzun vadede daha sağlıklı bir yaşam sürmeni sağlayabilir.