Hiçbir şeyin imkansız olmadığını gösteren Maradona, vücut şekli veya görünümü ne olursa olsun, herkesin başarılı olabileceğine inanmamızı sağladı.
Profesyonel kariyeri boyunca Argentinos Juniors, Boca Juniors, Barcelona, Napoli, Sevilla ve Newell’s Old Boys takımlarında oynadı. Kulüp düzeyinde, Napoli’deki kariyeri ile birçok ödül kazandı. Uluslararası kariyerinde ise Arjantin formasıyla 91 kez sahaya çıktı ve 34 gol attı.
Dört FIFA Dünya Kupası’nda oynadı. 1986 Dünya Kupası’nda Arjantin’i Batı Almanya karşısında zaferle buluşturarak Altın Top ödülünü kazandı.
Maradona, futbolun en iyi oyuncusuydu ve asla vazgeçmeyen yıldızdan almamız gereken dersler var:
Kendine İnan:
Maradona genç yaşta futbol oynamaya başladı. Kararlılığı ve tutkusu, onu 16 yaşında profesyonel futbol oynamaya götürdü. 1986’da dünya kupasını kazanması, en büyük başarılarından biriydi. Maradona, kendi potansiyelinize, özgüvene ve doğru tutuma sahipseniz, hayallerinizi gerçekleştirmenin önünde hiçbir engel olmadığını kanıtladı. Maradona, bize özgüvenin, güvenin ve doğru tutumun dünyayı aşmamızı sağlayacağını öğretti.
Denemeye Devam Et:
1978’de Arjantin’in dünya kupasını kazandığı sene kadroya seçilmedi. Gençler dünya kupası takımında yıldızdı. Çok hayal kırıklığına uğradı, ancak asla pes etmedi ve daha sıkı çalışmaya devam etti. 1982’de resmi olarak dünyanın en iyi oyuncusu oldu. Ancak Barcelona’da ayağının kırılması ve diğer sağlık sorunları nedeniyle başarısız oldu. Yine de pes etmedi. Başarılı olana kadar denemeye devam etmenin önemini bize öğretti.
Odaklı Ol, Hızlı Ol ve Her Zaman Başarıya Aç Ol:
Futbol gibi bir spor dalında Maradona, vücut boyutunun veya şeklinin önemli olmadığını kanıtladı. Hedefe ulaşma ve değişim arzusu, sürekli çaba ile desteklendiğinde olağanüstü sonuçlar doğar. Odaklı olmanın, çabuk adapte olmanın ve her zaman öğrenmeye aç olmanın başarıya götürdüğünü kanıtladı.
Yeteneklerini Geliştirmeye Devam Et:
Maradona, her zaman yeni şeyler öğrenme sürecindeydi. Futbol sahasında imkansız şeyleri başardı. Yeteneklerini geliştirmek için sürekli çalıştı. Doğuştan golcü değildi, ancak kendisini daha fazla gol atan bir doğal golcüden daha iyi bir duruma getirdi. Her zaman bize hiçbir şeyin imkansız olmadığını gösterdi.
İşini Sev:
Maradona işini seviyordu. Asla para için oynamadı. Oyun ve futbola duyduğu aşk, birçok zor durumu aşmasına yardımcı oldu. 1988’de ABD’de futbolu tanıtmak için 100 milyon dolardan fazla teklif edildi, ancak futbol oyununun içinde olmayacağı için reddetti. Yaptığı işi seviyordu. Futbolu, sadece para kazandığı veya işi olduğu için değil, sevdiği için oynadı.
Maradona, aşkı, kararlılığı, tutkuyu, sürekliği ve yeniliğiyle dünyayı ateşe vermeyi her zaman başardı. Maradona gibi asla pes etmeden, mücadeleye devam ederek hedefinize ulaşın.