Yaşam boyu eğitim anlayışından yola çıkarak sürekli eğitim merkezlerini hayata geçiren üniversiteler, her kesimden her yaştan insanın yararlanabileceği mesleki kurslar ve kişisel gelişim eğitimleri düzenlemektedir.
Yaşam boyu eğitim anlayışı, pandemi sürecinde uzaktan eğitimlerle devam etmektedir. Uzaktan eğitimler hem canlı (senkron) hem de video gösterimi (asenkron) olarak gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda yüz yüze yapılan birçok eğitimde uzaktan eğitime geçilmiştir. Bununla birlikte eğitimler Ekim, Kasım aylarında yani pandemi yoğunluğunun düştüğü dönemlerde sağlık koşulları sağlanarak yüz yüze olarak da sürdürülmüştür.
Uzaktan ve yüz yüze devam eden eğitimlere talep geçmiş yıllarda olduğu gibi devam etmektedir. Hiç şüphesiz, kısmi çalışma uygulamaları ve sokağa çıkma yasakları talebi canlı tutmuştur. Bunun yanında ise eğitim ihtiyacının süreklilik göstermesi temel neden olmaya devam etmektedir. Bu zor süreçte dahi her kesimden her yaştan insan eğitim alarak kişisel gelişimine katkı vermeye devam etmiştir.
İnsanlarda gelişme ihtiyacı giderildikçe sona ermeyen hatta giderildikçe artan bir özelliğe sahiptir. Kendisinin geliştiğini, bilgisinin artığını gören insanlar öğrenmeye devam etme çabasını sürekli göstermektedir.
Önümüzdeki dönemlerde de bu talep artarak devam edecektir.
“Pandemi nedir?” sorusunun cevabını öğreten 2020 yılının ardından umutla beklediğimiz bir yıl 2021.
Yılsonu gecesi neşeli geçerse yeni yılında neşeli geçeceğine düşünen birçok kişi vardır. Bununla birlikte Hz. İsa’nın doğuşu olarak kutlanan günlerin yılbaşı kutlamaları ile eşleştirenler de mevcuttur.
En az bilineni ise, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır. Bayramın adı: NARDUGAN (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.
Sayın Muazzez İlmiye Çiğ, tarafından özetlenen bilgide, Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor. Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar.
Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan. Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.
Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş. Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş. Filistin’de bu ağacı bilmezlermiş.
Bu yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.
“Doğum, güneşin yeniden doğuşu”
2021 yılının sağlık, huzur ve başarı getirmesi dileğiyle…
Prof.Dr. Ali Halıcı