2010 ve 2020’li yıllarda dünya ekonomisinde çeşitli tarihsel değişimlerin hız kazandığı görülmektedir. Bu değişimler “yeni dünya düzeni” denilen kavramın önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu düzeni oluşturan iş dünyasındaki birtakım değişimler şunlardır:
Bu çerçevede Türkiye’yi incelediğimizde; 2002 yılında 1.506.000 işletme var, nüfus 69,3 milyon 46 kişiye 1 işletme düşüyor. 2019 yılında yaklaşık 3.500.000 işletme var, nüfus 82 milyon 23 kişiye 1 işletme düşüyor.
Yani, işletme sayılarının artışı nüfus artış hızından daha yüksek. Kapitalizmin ülkesi Amerika’da ise 12 kişiye 1 işletme düşüyor.
Bu gelişimde birçok soysal etken ve trend var ama iki unsurun belirgin önemi söz konusu:
Girişimcilik artık vazgeçilmez. Çünkü artık işletmelerde küçülme var. Birçok yetenekli kişi işverenlerin kendilerini koruyacaklarına inanıyordu ama yanıldıklarını anladılar. Bu durumun da iki temel nedeni var:
İnsanların bilgilerini ve yeteneklerini tam kullanacağı bir yol olmalı, çoğu insan için bu bir girişimcilik olabilir.
Girişimciliği etkileyen birçok bireysel unsur da vardır. Girişimci nasıl bir kişiliktir. İlk doğan çocuklar kadar son doğan ya da tek olan çocuklarda girişimci olabilmektedir. Ailesinde her yemekte girişimcilik konuşanlar kadar, asker, memur ya da ailesi olmayanlarda girişimcidir. Her girişimci profesyonel bir yönetici olabilir ama her yönetici girişimci olamaz. Tabii ki öncelikle işletmeciliğe bir tutkunun olması lazımdır. Zorluklara karşı savaşabilme, kararlılık olması gerekiyor. Kendine güven, kendini sevme. Kendi kendine karar verebilme (içten odaklı kişilik). Detaycı ve mükemmeliyetçi olma. Fırsatları kollama ve belirsizliğe karşı toleransların yüksek olması.
Genellikle girişimci yüksek risk alan kişi olarak görülür oysa doğru değildir. Riski önceden görüp ona göre önlem alan kişi girişimcidir. Yönetim riski daha baskındır.
Girişimciliğin artmasını etkileyen motivasyonel faktörler de vardır. Kendi yetenek ve becerilerini kullanma, yaşamını kontrol altında tutabilme, Aileleri için bir şeyler yapabilme, nasıl ve nerede yapılacağına kendisinin karar vermesi, kendine saygı (kendi becerilerini kullanarak başarılı olma, başarılı olacağına inanma). Bu faktörlerde girişimciliğe ivme kazandırmaktadır.
Aslında girişimcilik fikrinin kaynağı sanıldığı gibi parlak bir fikrin akla gelmesi değildir. Fikrin kaynakları…
Görüldüğü gibi girişimciliğin önemli bir kısmı başka işletmelerde çalışanlardan ortaya çıkıyor. Doğal olarak girişimciliğin sonsuzluğunu tescil ediyor.