Demografik özelliklerimizin iş hayatındaki davranışlarımızı etkilediğine ilişkin birçok araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmalar bizlere işgörenlerin işyerindeki davranışlarına yönelik doğru öngörülerde bulunmamızı sağlamaktadır. Demografik özelliklerimizi yaş, cinsiyet, medeni durum, çocuk sayısı ve çalışma süresi olarak ele alalım.
- Yaşlı işgörenlere yönelik algılamalar nelerdir? Olumlu özellikler; bilgili, tecrübeli, adil, iş etiğinde katı, kaliteye bağlılıktır. Ancak aynı zamanda esnek olmamakla ya da yeni teknolojiye uyum sağlayamamakla suçlanmaktadırlar. Değişime uyumlu ve açık insanların, yaşlı çalışanlara ya da onların işe alınmalarına karşı olumsuz algılamaları da söz konusudur.
- Yaşlandıkça iş değişikliği daha az istenmektedir. Şaşırmamak lazım. Çünkü yaşlandıkça çalışma alternatifleri azalmaktadır.
- İlave olarak gençlere göre daha az istifa etme eğilimindedirler. Çünkü uzun çalışma hayatları yüksek maaş ve yan gelirlere neden olmaktadır.
- Yaşlılıkla ters orantılı bir davranış işe gelmemedir. Genel olarak yaşlıların işe daha devamlı olmaları beklenirken, maalesef çeşitli nedenlerle devamsızlık yaşlılarda artmaktadır. Bunun da nedeni yaşlılıkla artan sağlık sorunlarıdır. Çünkü yaşlanma ile birlikte, bireyin hastalık sıklığı ve hastalıktan kurtulma veya iyileşme süresi uzamaktadır. Bu nedenle işe gelmeme zorunlu sebeplerle gerçekleşmektedir.
- Yaşlılık verimliliği nasıl etkilemektedir? Çok yaygın bir inanışla verimlilik yaşla birlikte azalmaktadır. Bunun nedeni bireyin özellikle bazı becerilerinin yaşla birlikte azalmasıyla açıklanmaktadır. Örneğin, iş yapış hızı, kuvveti ve koordinasyon yeteneği yaşla azalmaktadır. Aynı şekilde işten duyulan sıkıntı yeterli düzeyde motivasyonun olmayışı da verimliliği düşürmektedir. Ancak yapılan bazı çalışmalar bu sonuçlara ters düşmektedir. Özellikle literatür üzerinde yapılan meta-analizleri yaş ile başarı arasında bir ilişki olmadığını göstermektedir. Bu yargı hem profesyonel hem de profesyonel olmayan işler için geçerlidir. Çünkü ağır, el ile yapılan işler için bile işin bireyden beklentileri yaşla artmamaktadır. İnsanın beceri düzeyinde yaşla birlikte bir azalma olsa da birey tecrübesi ile bunu yenebilmektedir.
- Yaş ile iş tatmini arasındaki ilişkiye gelince, burada yaş ilerledikçe iş tatmininin olumlu yönde arttığını görmekteyiz. Özellikle bu olumlu ilişki altmış yaşına kadar daha da etkilidir. Ancak, teknolojik değişmelerle bu durumda değişmektedir. Özellikle bilgisayar kullanmak gibi yeni değişmeleri gerektiren işlerde, yetenek azalması ile yeni işler çabuk öğrenilmediğinden tatminsizlik artabilmektedir.
Yapılan çalışmalarda yapılan işler itibariyle kadın ve erkeklerin başarı oranlarında çok az hatta yok diyebileceğimiz bir farklılık ortaya çıkmıştır. Örneğin kadın ve erkekler arasında problem çözme yeteneği, beceri, güdü, liderlik, sosyal olma ve öğrenme yeteneği açısından anlamlı bir farklılık saptanmamıştır.
- Psikolojik kökenli çalışmalarda ise kadının otoriteye daha kolay uyum sağladığı, erkeklerin ise daha saldırgan olduğu, başarı beklentisi olan durumlarda, kadınların daha uyumlu ve yumuşak olduğu görülmüştür. Ancak, bu farklılıklar çok az bir orandadır.
- Kadınların yüksek oranda endüstriyel işlere katılmasıyla özellikle iş verimliliği konusunda belirli farklar beklenirken, üretkenlik konusunda cinsler arasında önemli bir fark ortaya çıkmamıştır. Aynı şekilde iş tatmini konusunda da belirgin bir ayrım bulunmamıştır.
Acaba iş değiştirme ve işe gelmeme oranlarına baktığımız zaman durum nedir? Kadınlar erkeklerden daha mı az düzenlidirler?
- İşten ayrılma konusunda bazı araştırmalarda kadınların işi bırakma oranı daha çok, bazı araştırmalarda da erkeklerin ayrılma oranı çok bulunmuştur. Bazılarında da belirgin bir fark bulunmamıştır. Bu nedenle anlamlı bir sonuca ulaşmak imkansızdır.
- Ancak, işe gelmeme, devamsızlık konusu ise farklı bir yapıdadır. Çünkü bu konuda kadınlar daha yüksek oranda devamsızlık yapmaktadırlar. Bunun en anlamlı açıklaması, kadınların özellikle çocuk yetiştirme ve ev ile ilgili sorumluluklarıyla açıklanmaktadır. Çünkü hemen bütün toplumlarda çocuk ve ev işleri kadının sorumluluğunda yürüyen işler olarak gözükmektedir. Çocuğun hastalanması veya eve bir su tamircisinin gelmesi durumunda kadının evde kalması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda kadın zorunlu olarak işe devamsızlık göstermektedir.
Yapılan araştırmalar, evli olan işgörenlerin daha az devamsızlık, daha az işten ayrılma ve bekar olanlara kıyasla daha çok tatminkar olduklarını göstermektedir.
- Evlilik ile birlikte bireyin sorumlulukları arttığından, düzenli bir iş hayatı onun için önem taşımaya başlamaktadır. Bu nedenle evli kişiler daha düzenli olabilmektedirler.
Yapılan araştırmalara göre işgörenin sahip olduğu çocuk sayısı arttıkça bu durum özellikle kadın işgörenlerin devamsızlığını olumlu yönde etkilemektedir.
- Aynı şekilde iş tatmini de çocuk sayısıyla olumlu bir ilişki göstermektedir. Yani çocuk sayısı artıkça iş tatmini artmaktadır.
- Ancak işten ayrılma veya iş değiştirme konusunda elde edilen bilgiler karmaşık bir durumu yansıtmaktadır. Bazı çalışmalarda çocuk sayısının artması işten ayrılmayı artırırken, bazılarında azaltmaktadır. Bu bakımdan kesin sonuçlara ulaşma imkanı yoktur.
- Son demografik karakter çalışma süresinin uzunluğudur. Geçmişte yapılan araştırmalar bütün faktörleri eşit tuttuğumuzda aynı işte uzun çalışmakla verimlilik arasında olumlu bir ilişkiyi ortaya koymamıştır. Yani uzun süre çalışan işçi ile işe yeni giren işçinin verimliliği arasında herhangi ayırıcı bir fark yoktur.
- Ancak, uzun süre ayrı iş de çalışma ile işe gelmeme arasında çok düzgün bir ilişki mevcuttur. Uzun süre aynı işte çalışma işe gelmemeyi olumsuz olarak etkilemektedir. Bu hem iş günü kaybı hem de işe gelmeme sıklığı açısından en önemli açıklayıcı bir değişkendir.
- İşte çalışma süresi ile iş değiştirme arasında da negatif bir ilişki mevcuttur. Yani uzun süre aynı işte çalışan birey, daha az iş değiştirmektedir. Yani işi bırakma veya yeni işe geçme oranı azalmaktadır. Buna ilaveten, düzenli olarak yapılan çalışmalar geçmişteki davranışların, gelecekteki davranışların yorumlanmasında veya ortaya çıkmasında çok önemli olduğunu belirtmektedir. Diğer bir deyimle, bir kişi önceki işte ne şekilde bir davranış gösteriyorsa, yani ne derece uzun çalışmışsa, yeni işinde de benzer davranışlar sergileyecektir düşüncesi, gittikçe benimsenen bir görüşü oluşturmaktadır.